کات (0.00317 دووةم)
  • ئەنجام: ( 1
  • بۆ 8
  • ليرەوە 8
  • )
#1

Interpretation of ( المدثر 39 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Uğur ve bereket yârânı müstesna. ] - Interpretation of ( Al-Muddathir 39 )

[ إِلَّا أَصْحَابَ الْيَمِينِ ] - المدثر 39

وةرطيَران ئایەت | 5534 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#2

Interpretation of ( البلد 18 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ İşte böyleleridir uğur ve bereket dostları. ] - Interpretation of ( Al-Balad 18 )

[ أُولَئِكَ أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ ] - البلد 18

وةرطيَران ئایەت | 6041 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#3

Interpretation of ( الكوثر 1 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Hiç kuşkusuz, biz verdik sana Kevser'i/iyilik, bereket, mutluluk, güzellik, soy ve aydınlığın tükenmezini. ] - Interpretation of ( Al-Kawthar 1 )

[ إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ ] - الكوثر 1

وةرطيَران ئایەت | 6205 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#4

Interpretation of ( النساء 31 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Eğer yasaklandığınız günahların büyüklerinden uzak kalırsanız, diğer kötülüklerinizi örteriz ve sizi nimet ve bereket dolu bir varış yerine ulaştırırız. ] - Interpretation of ( An-Nisa' 31 )

[ إِنْ تَجْتَنِبُوا كَبَائِرَ مَا تُنْهَوْنَ عَنْهُ نُكَفِّرْ عَنْكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَنُدْخِلْكُمْ مُدْخَلًا كَرِيمًا ] - النساء 31

وةرطيَران ئایەت | 524 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#5

Interpretation of ( آل عمران 96 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Şu bir gerçek ki, âlemlere bir bereket kaynağı ve yol gösterici halinde insanlar için kurulan ilk ev Mekke'dekidir. ] - Interpretation of ( Al Imran 96 )

[ إِنَّ أَوَّلَ بَيْتٍ وُضِعَ لِلنَّاسِ لَلَّذِي بِبَكَّةَ مُبَارَكًا وَهُدًى لِلْعَالَمِينَ ] - آل عمران 96

وةرطيَران ئایەت | 389 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#6

Interpretation of ( البقرة 198 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Rabbinizden bir lütuf ve bereket istemenizde hiçbir sakınca yoktur. Arafat'tan ayrılıp akın ettiğinizde Meş'ar-i Haram'da Allah'ı zikredin. O'nu, O'nun size gösterdiği gibi anın. Siz bundan önce gerçekten sapıklardan idiniz. ] - Interpretation of ( Al-Baqarah 198 )

[ لَيْسَ عَلَيْكُمْ جُنَاحٌ أَنْ تَبْتَغُوا فَضْلًا مِنْ رَبِّكُمْ فَإِذَا أَفَضْتُمْ مِنْ عَرَفَاتٍ فَاذْكُرُوا اللَّهَ عِنْدَ الْمَشْعَرِ الْحَرَامِ وَاذْكُرُوهُ كَمَا هَدَاكُمْ وَإِنْ كُنْتُمْ مِنْ قَبْلِهِ لَمِنَ الضَّالِّينَ ] - البقرة 198

وةرطيَران ئایەت | 205 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#7

Interpretation of ( هود 84 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Medyen'e, kardeşleri Şuayb'ı göndermiştik. Dedi ki: "Ey toplumum! Allah'a kulluk edin. O'ndan başka tanrınız yok sizin. Eksik ölçüp yanlış tartmayın. Sizi nimet-bereket içinde görüyorum, ama sizin için sarıp kuşatan bir günün azabından da korkuyorum." ] - Interpretation of ( Hud 84 )

[ وَإِلَى مَدْيَنَ أَخَاهُمْ شُعَيْبًا قَالَ يَا قَوْمِ اعْبُدُوا اللَّهَ مَا لَكُمْ مِنْ إِلَهٍ غَيْرُهُ وَلَا تَنْقُصُوا الْمِكْيَالَ وَالْمِيزَانَ إِنِّي أَرَاكُمْ بِخَيْرٍ وَإِنِّي أَخَافُ عَلَيْكُمْ عَذَابَ يَوْمٍ مُحِيطٍ ] - هود 84

وةرطيَران ئایەت | 1557 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#8

Interpretation of ( البقرة 177 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz hayırda erginlik/dürüstlük değildir. Hayırda erginlik/dürüstlük o kişinin hakkıdır ki, Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı/duayı yerine getirir, zekâtı öder. Böyleleri söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar; bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar. İşte bunlardır takva sahipleri. ] - Interpretation of ( Al-Baqarah 177 )

[ لَيْسَ الْبِرَّ أَنْ تُوَلُّوا وُجُوهَكُمْ قِبَلَ الْمَشْرِقِ وَالْمَغْرِبِ وَلَكِنَّ الْبِرَّ مَنْ آمَنَ بِاللَّهِ وَالْيَوْمِ الْآخِرِ وَالْمَلَائِكَةِ وَالْكِتَابِ وَالنَّبِيِّينَ وَآتَى الْمَالَ عَلَى حُبِّهِ ذَوِي الْقُرْبَى وَالْيَتَامَى وَالْمَسَاكِينَ وَابْنَ السَّبِيلِ وَالسَّائِلِينَ وَفِي الرِّقَابِ وَأَقَامَ الصَّلَاةَ وَآتَى الزَّكَاةَ وَالْمُوفُونَ بِعَهْدِهِمْ إِذَا عَاهَدُوا وَالصَّابِرِينَ فِي الْبَأْسَاءِ وَالضَّرَّاءِ وَحِينَ الْبَأْسِ أُولَئِكَ الَّذِينَ صَدَقُوا وَأُولَئِكَ هُمُ الْمُتَّقُونَ ] - البقرة 177

وةرطيَران ئایەت | 184 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish