کات (0.00296 دووةم)
  • ئەنجام: ( 1
  • بۆ 3
  • ليرەوە 3
  • )
#1

Interpretation of ( الأنبياء 45 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ De ki: "Ben sizi ancak vahiyle uyarıyorum." Ama sağırlar, uyarıldıklarında çağrıyı işitmezler ki! ] - Interpretation of ( Al-Anbiyaa 45 )

[ قُلْ إِنَّمَا أُنْذِرُكُمْ بِالْوَحْيِ وَلَا يَسْمَعُ الصُّمُّ الدُّعَاءَ إِذَا مَا يُنْذَرُونَ ] - الأنبياء 45

وةرطيَران ئایەت | 2528 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#2

Interpretation of ( الأنبياء 100 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Onlar için orada derin bir iç çekiş var. Ve onlar orada hiçbir şey işitmezler. ] - Interpretation of ( Al-Anbiyaa 100 )

[ لَهُمْ فِيهَا زَفِيرٌ وَهُمْ فِيهَا لَا يَسْمَعُونَ ] - الأنبياء 100

وةرطيَران ئایەت | 2583 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish
#3

Interpretation of ( الأعراف 179 ) لة Turkish بة Yasar Nuri Ozturk - tr

[ Yemin olsun ki, biz, cehennem için, cinlerden ve insanlardan, birçok kişiye vücut verdik/birçoğunu döllendirip yaydık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler. Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın. Gafillerin ta kendileridir bunlar. ] - Interpretation of ( Al-A'raf 179 )

[ وَلَقَدْ ذَرَأْنَا لِجَهَنَّمَ كَثِيرًا مِنَ الْجِنِّ وَالْإِنْسِ لَهُمْ قُلُوبٌ لَا يَفْقَهُونَ بِهَا وَلَهُمْ أَعْيُنٌ لَا يُبْصِرُونَ بِهَا وَلَهُمْ آذَانٌ لَا يَسْمَعُونَ بِهَا أُولَئِكَ كَالْأَنْعَامِ بَلْ هُمْ أَضَلُّ أُولَئِكَ هُمُ الْغَافِلُونَ ] - الأعراف 179

وةرطيَران ئایەت | 1133 نوسةر | Yasar Nuri Ozturk زمانى | Turkish